Toplumsal Olaylar Gösteri Protesto Bilirkişi Raporu Örnekleri
Toplumsal olayların davalarında bilirkişi raporu
Gösteri, yürüyüş, protesto gibi toplumsal olaylar yasalarda yer alan şartlara uymadığında yada kalabalığın içindeki bazı kişiler toplumsal olay esnasında suç işlediğinde mahkemelerde davalar açılmaktadır. Mahkemeler dava açılan kişilerin gösteri, yürüyüş, protesto anındaki davranışlarını, kalabalığın içindeki rollerini, suç tespitlerini bilirkişiden talep etmektedir. Toplumsal olaylar örnek bilirkişi raporunu inceleyebilirsiniz.
GÖSTERİ ESNASINDA TAZYİKLİ SU İLE YARALAMA UZMAN MÜTALAASI
DOSYA NO : …………… Esas
I.GÖREVLENDİRME KONUSU
…………… önünde kalabalığa TOMA’dan tazyikli su ile müdahale edilmesi esnasında …………… yaralandığı olayda sanık …………… kusurlu bir davranış olup olmadığı konusunda …………… Asliye Ceza Mahkemesi’nin …………… Esas nolu dosyası üzerinde yapılan bilirkişi incelemesidir.
yapılan bilirkişi incelemesidir.
Müşteki : ……………
Sanık : ……………
Vekili: Av. ……………
Konu : Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma
Olay Tarihi : ……………
II.OLAY
…………… günü …………… binası önündeki gösterilerde …………… TOMA tabir edilen araçta su sıkma sistemini kullanan …………… İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan ……………, gösterilere müdahale esnasında …………….’a tazyikli su tutması nedeniyle yaralanmasına neden olan olaydır.
III.TESPİT EDİLEN HUSUSLAR
Yapılan incelemede;
1- Dosyada mevcut ifadelerde özetle;
Ø Tanık ……………. ifadesinde; suç tarihinde ……………. ile birlikte aynı TOMA aracından görevli olduklarını kendisinin aracı kullandığını sanık arkadaşının ise aracın basınçlı su fonksiyonunu kumanda ettiğini, ……………. önünde kısa bir süre önce yapılan yerel seçim sonuçlarını protesto etmek üzere 3000 – 4000 kişilik bir grup tarafından gösteri yapıldığını, kendilerininde amirlerinden aldığı talimat üzerine izinsiz ve yasa dışı olan bu gösterinin dağıtılmasına çalıştıklarını olayın bu sırada meydana geldiğini,
Ø Sanık ……………. ifadesinde; polislik mesleğine ……………. yılında başladığını TOMA sürücüsü ve operatör kursu sertifikasını ……………. tarihinde aldığını, üç yıldır bu işi yaptığını ve görev aldığı olaylarda amirlerin talimatları doğrultusunda ölçülü ve orantılı bir şekilde yasalara uygun olarak müdahalelerde bulunduğunu, ……………. günü ……………. telsiz kodlu araç ile ……………. Caddesi girişinde görev aldıklarını, aracın sürücüsü olduğunu, kendisinin operatör olarak bulunduğunu, ilerleyen saatlerde amirinin talimatı ile ……………. önüne geçtiğini, bu esnada yolu kapatan ve izinsiz eylem yapmakta olan grubunda orada olduğunu, buradaki sorumlu amirlerin izinsiz eylem yapan ve yolu kapatan gruba gruba dağıtılması için anons yaptığını, çevrede olayla ilgisi olmayan şahısların ayrıldığını, grubun ise ısrarla dağılmayarak yasadışı ve izinsiz eyleme devam ettiklerini, bizzat ile Emniyet Müdürünün Telsizden eylemci gruba müdahale edilmesi emrini verdiğini, burada bulunan ……………. telsiz kodlu Çevik Kuvvet Şube Müdürünün Telsizden ……………. ve kendisinin operatörü olarak görev yapan ……………. kodlu araçlara, eylem yapan uyarıları dikkate almayan ve eyleme devam eden gruba basınçlı suyla müdahale etmeleri talimatının verdiğini, kendilerinin de telsizden gelen emre istinaden Polis Vazife Selahiyet Kanuna göre direnişi kıracak ölçüde zor kullandıklarını,
Ø Müşteki ……………. ifadesinde; ……………. tarihinde saat 15.30 – 16.00 sıralarında ……………. istikametine doğru yaya olarak giderken ……………. önünde kalabalık bir grup gördüğünü, ……………. ön tarafına geçip gruptan ayrı bir şekilde kaldırım üzerinde tek başına yaklaşık 10 dakika kalabalığı seyrettiğini, kalabalığın sloganlar attığını, daha sonra kalabalığa müdahale eden TOMA araçlarının kalabalığın üzerine doğru su sıkmaya başladığını, kalabalık dağılmaya başladığını, kalabalığın dağıldığını görünce kaldırım üzerinden ……………. istikametine doğru tek başına yaya olarak ilerlemeye başladığını, o sırada su sıkan TOMA’lardan birinin kendisine direkt su sıkınca suyun etkisiyle dengesini kaybettiğini, yere düşüp başını çarpmasına neden olduğunu, daha sonrada bayıldığını, gözünü açtığında ……………. Hastanesinde olduğunu, kalabalık grup içine hiç girmediğini, eyleme katılmadığını, yalnızca merakından dolayı seyrettiğini ve olayın başına geldiğini, polislerin kendilerini dağıtmak için ikazda bulunduğunu duymadığını, yapıldıysa da haberinin olmadığını, arkası dönük olduğu halde ve çok yakın mesafeden üzerine kasıtlı olarak tazyikli su sıkıldığını ve bunun neticesinde düşerek kafasını kaldırıma çarpıp yaralandığını, alnına 13 dikiş atıldığını, sonrasında vücudunu şişmeye başlaması nedeniyle tomografi çekildiğini ve tazyikli suyun ciğerlerine zarar verdiğini, bu sebeple 6 gün hastanede yattığını,
Beyan etmişlerdir.
2- Bölge İdare Mahkemesinin Kararı
……………. bölge idare mahkemesi 1. Kurul kararında; olay mahalinde çekilen görüntü kayıtlarının incelenmesi için ……………. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan ……………. tarihli bilirkişi incelemesinde …………….’ın olay esnasında kaldırım bölgesinde bulunduğu, yasadışı bir eylemde bulunduğuna dair bir tespitte bulunulmadığı, …………….’nın yakın bir mesafeden müştekiye karşı TOMA aracına su sıkmak suretiyle yere düşmesine ve ciddi biçimde yaralanmasına sebebiyet verdiğinden ……………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmiştir
3- ……………. Valiliği Soruşturma İzmi Verilmemesi Kararı
……………. Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru …………….’nın ……………. günü ……………. önünde 2911 sayılı Kanuna aykırı toplanan grupların ana arterleri araç ile yaya trafiğine kapatmaları ve kolluk görevlilerince yapılan tüm ikazlara rağmen dağılmayarak görevli kolluk görevlileri ile araçlarına, ayrıca çevrelerinde bulunan kamu ve özel mülkiyete konu mallara taş, sopa, sapan vb. saldırmaları üzerine şiddet içerikli kanuna aykırı eyleme dönüşen gösteri ve yürüyüşü, kamu düzeni ve güvenliğini tesis etmek amacıyla kolluk güçlerinin TOMA ile su sıktıkları, müştekinin yaralandığı ancak bu müdahalede memurun görev gereklerine aykırı hareket etmediği yasal sınırlar içerisinde görevini ifa ettiği yönüyle 4483 sayılı kanun kapsamında suç unsuru oluşmadığı gerekçeleriyle soruşturma izni verilmemiştir
4- Adli Tıp Kurumunun Raporu
……………. yaralanması ile ilgili olarak; kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif delikte olmadığı, kemik kırığına neden olduğu ve kot kırıklarının yaşam fonksiyonlarını 3 orta derecede etkilediği yazılmaktadır.
5- Bilirkişi CD İncelemesi
……………. tarihli raporda; ……………. önünde meydana gelen eyleme katılan vatandaşlara müdahalenin başlamasından sonra TOMA aracının su sıkarak ilerlediği, arkasından ……………. numaralı TOMA aracının tazyikli su sıkarak geçiş yaptığı, bu esnada insanların kaçtıkları, müşteki ……………. ve birkaç şahsın bulunduğu bölgeye ……………. nolu TOMA aracından su sıkıldığı, suyun açısının değişmediği ve aracın geçiş süresince devam ettiği, suyun sıçraması sebebiyle görüntülerinin parladığı, bu esnada Müşteki ……………. yere düşmüş olduğu, geçiş istikametinin kayıtlardan tespit edilemediği, düştüğü bölgenin kaldırım bölgesi olduğu ve bahçe korkuluklarının bulunduğu, müştekiye etrafındaki vatandaşların yardım ettikleri tespit edilmiştir.
IV.OLAYIN TAHLİLİ VE DEĞERLENDİRMELER
……………. günü yerel seçim sonuçlarını protesto etmek için ……………. önünde kalabalık oluştuğu, kalabalığın dağılması için yetkililer tarafından anonsların yapıldığı ve sonrasında toplumsal olaylara müdahale araçları (TOMA) ile kalabalığın üzerine basınçlı su sıkılarak kalabalığın dağıtılması esnasında müşteki …………….’ın yaralandığı anlaşılmaktadır. Müştekinin müracaatı sonrasında yaralanmaya sebebiyet veren TOMA aracında (TOMA …………….) tazyikli su sıkmakla görevli operatörün Necmi Aydın olduğu, idari tahkikat neticesinde adli soruşturma yapılmasına izin verilmediği, ancak sayın Başsavcılığın ……………. Bölge İdare Mahkemesine yapmış olduğu itiraz neticesinde, Bölge İdare Mahkemesi itirazı kabul ettiği ve …………….’nın adli yönden soruşturularak hakkında dava açıldığı görülmektedir.
Sanık …………….’nın tazyikli su sistemini kullanma konusunda sertifika sahibi olduğu ve 3 yıldır toplumsal olaylarda görev yaptığı bildirilmiştir.
Müşteki ……………. kendisi ve yaralandığı olay anı olay yerinde çekilen kamera kayıtlarında net olarak görülmemektedir. Ancak müştekinin olay yerinde yaralandığı ve acil sağlık ekibinin olay yerine gelerek yaralanan müştekiye müdahale ettikleri görülmektedir.
Olayın meydana geldiği an incelendiğinde, olay yerinde kalabalık bulunmamakta, birkaç kişinin yol boyunca koştukları görülmektedir. TOMA aracından koşan kişilerin üzerine su sıkıldığı görüntülerde mevcuttur. Ayrıca, TOMA aracından tazyikli suyun koşan kişilerin bel hizasından yukarıya tutulduğu gözlemlenmiştir.
Olayla ilgili değerlendirmelerimiz şu şekildedir:
1) İş sağlığı ve güvenliği yönüyle değerlendirmemiz
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanacak yerler konusunda bir takım istisnalar getirmiştir. Kapsam ve istisnalar başlığı altında 2. Maddesinde; “(1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
(2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz:
a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri.
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.
c) Ev hizmetleri.
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar.
d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri.
e) (Ek: 10/9/2014-6552/15 md.) Denizyolu taşımacılığı yapan araçların uluslararası seyrüsefer hâlleri.” denilerek genel kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik mevzuatın uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda polis memuru …………….’nın su sıkması neticesinde ……………. yaralanması olayında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı geçerli değildir.
2) Kolluk mevzuatı ve uygulamaları yönüyle değerlendirmemiz
Somut olayda, kalabalığın dağıtılması için belli aşamalardan geçilmiş ve TOMA’ya su sıkma talimatı verilmiştir.
2911 sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda;
Toplantı veya gösteri yürüyüşünün dağıtılması
Madde 24 – “(Değişik birinci fıkra: 2/3/2014-6529/10 md.) Kanuna uygun olarak başlayan bir toplantı veya gösteri yürüyüşü, daha sonra 23 üncü maddede belirtilen kanuna aykırı durumlardan bir veya birkaçının vuku bulması sebebiyle, Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü hâline dönüşürse:
a) Düzenleme kurulu veya kurul başkanı toplantı veya gösteri yürüyüşünün sona erdiğini topluluğa ilan eder ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir.
b) Düzenleme kurulunun veya kurul başkanının bu görevi yerine getirmemesi hâlinde, durum yetkili kolluk amiri tarafından mahallin en büyük mülki amirine bildirilir. Mahallin en büyük mülki amiri tarafından toplantının sona erdirilip erdirilmeyeceğine dair karar alınır.
c) Mahallin en büyük mülki amiri, yazılı veya acele hâllerde sonradan yazı ile teyit edilmek kaydıyla sözlü emirle, mahallin güvenlik amirlerini veya bunlardan birini görevlendirerek olay yerine gönderir.
Bu amir, topluluğa Kanuna uyularak dağılmalarını, dağılmazlarsa zor kullanılacağını ihtar eder. Topluluk dağılmazsa zor kullanılarak dağıtılır. (Mülga üçüncü cümle: 2/3/2014-6529/10 md.)
Birinci fıkrada düzenlenen durumlarda güvenlik kuvvetlerine karşı fiili saldırı veya mukavemet veya korudukları yerlere ve kişilere karşı fiili saldırı hali mevcutsa, ihtara gerek olmaksızın zor kullanılır.(2)
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne 23 üncü madde (b) bendinde yazılı silah, araç, alet veya maddeler veya sloganlarla katılanların bulunması halinde bunlar güvenlik kuvvetlerince uzaklaştırılarak toplantı ve gösteri yürüyüşüne devam edilir.
Ancak, bunların sayıları ve davranışları toplantı veya gösteri yürüyüşünü Kanuna aykırı addedilerek dağıtılmasını gerektirecek derecede ise yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne silah, araç, alet veya maddeler veya sloganlarla katılanların tanınması ve uzaklaştırılmasında düzenleme kurulu güvenlik kuvvetlerine yardım etmekle yükümlüdür.
Toplantı veya gösteri yürüyüşlerinin Kanuna aykırı olarak başlaması hallerinde; güvenlik kuvvetleri mensupları, olayı en seri şekilde mahallin en büyük mülki amirine haber vermekle beraber, mevcut imkanlarla gerekli tedbirleri alır ve olaya müdahale eden güvenlik kuvvetleri amiri, topluluğa dağılmaları, aksi halde zor kullanılarak dağıtılıcakları ihtarında bulunur ve topluluk dağılmazsa zor kullanılarak dağıtılır.” Denilmektedir.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, kalabalığın zamanla taşkınlık yaptıkları ve etrafa zarar vermeye başladıklarından İl Emniyet Müdürü ve olay yerinde görevli Çevik Kuvvet Şube Müdürünün kalabalığın dağıtılması için emir verdikleri anlaşılmaktadır. Dağıtılmasına yönelik talimatın mevzuat hükümlerine uygun olduğu değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, TOMA’larla yapılan müdahalenin amacına uygun ve orantılılık ilkesi çerçevesinde yapılması gerekmektedir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda zor kullanmada ölçünün nasıl olması gerektiği 16. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Zor ve silah kullanma
Madde 16- “(Değişik: 2/6/2007-5681/4 md.) Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir.
Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir.
İkinci fıkrada yer alan;
a) Bedenî kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü,
b) Maddî güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı ve/veya boyalı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını, (1)
ifade eder.
Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır. Ancak, direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak, ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir.
Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder. Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir.
Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur.
Polis;
a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında,
b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde,
c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde,
d) (Ek: 27/3/2015-6638/4 md.) Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde,
silah kullanmaya yetkilidir.
Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde “dur” çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.
Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir.”
Kanun zor kullanmanın sıralamasını, bedeni güç, maddi güç ve yasal şartlara göre silah kullanımı şeklinde yapmıştır. Olayda bedeni güç kullanıldığına dair bir bilgi yer almamaktadır. Bilgi ve belgelere göre kalabalığın dağıtılmasında doğrudan maddi güç kullanılarak TOMA’larla kalabalığa su sıkıldığı anlaşılmaktadır.
TOMA ile müdahalede kalabalığın dağıldıktan sonra kaldırımda koşmakta olan birkaç göstericinin belden yukarısına su sıkılmasında zor kullanmada orantılılık ilkesinin gözardı edildiği değerlendirilmektedir. Özellikle kaçmakta olan birkaç göstericinin baş, omuz ve sırt bölgesinin hedef alınarak su sıkılması toplumsal olaylara müdahalede doğru bir yaklaşım olamaz. Sorumlu amirlerin görevli memura yeterli bilinç ve alışkanlık kazandırmaları ve uygulamada bu tarz yanlışlıkların olmaması için denetim görevlerini aksatmamaları gerekmektedir.
V.SONUÇ VE KANAAT
Dava dosyasında bulunan bilgi, belge ve beyanlardan hareketle yukarıda yaptığımız tespit ve değerlendirmelere göre bahse konu olayda;
1- ……………. yaralanması, kolluk görevlilerinin faaliyeti esnasında meydana geldiğinden ve kolluk faaliyetleri 6331 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulduğundan, bahse konu olayda iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarının geçerli olamayacağı, ancak sıralı amirlerin sanığa yeterli bilinç ve alışkanlık kazandırmadıklarından hukuken sorumlu oldukları,
2- TOMA ……………. kod nolu araçta operatör olarak bulunan ……………., kalabalığa basınçlı suyu müştekinin akciğerlerine doğrultması ve düşerek yaralanmasına neden olduğundan kusurlu olduğu,
3- Müşteki ……………. olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun tespit edilemediği,
Görüş ve kanaati ile takdir ve tensiplerinize arz olunur.
Bilimsel uzman mütalaası nasıl hazırlanmalıdır?
Bilimsel uzman mütalaası, taraflarının soruşturma/dava konusu olayı aydınlatmak için soruşturma veya kovuşturmanın her aşamasında alabilecekleri teknik veya bilimsel bir rapordur. Bilimsel uzman mütalaası, mahkemelerde açılan davalarda anlaşmazlığın özel ve teknik bilgi gerektirdiği durumlarda konunun uzmanı olan kişilerce hazırlanır.
Bilimsel uzman mütalaası, bir konu hakkında bilimsel yöntemler kullanarak elde edilen verilerin, sonuçların ve yorumların bir araya getirilerek yapılan incelemesidir. Bilimsel uzman mütalaası, konu hakkında daha derinlemesine bir anlayış sağlar ve genellikle karar vericilerin kararlarını desteklemelerine yardımcı olur.
Özel bilirkişilerin hazırladığı bilimsel uzman mütalaası, mahkemelerde takdiri delil olarak kabul edilmektedir. Mahkemeler, bilirkişinin raporunda yer alan bilgiyi, olayın veya sorunun çözümü için karar vermek için kullanabilirler. Bilimsel mütalaanın bir uzman tarafından hazırlanması yeterlidir ancak konunun birden fazla uzmanın alanıyla ilgili olması durumunda bir heyet tarafından hazırlanabilir.
Bilimsel mütalaa raporlarının özellikleri aşağıda sıralanmıştır.
Mahkemeye sunulan uzman raporları, davanın biçim veya içeriğinden etkilenmeyen uzmanın bağımsız ürünü olmalıdır.
Bilirkişiler, uzmanlık alanlarındaki konularla ilgili olarak objektif tarafsız görüş yoluyla raporunu hazırlamalıdır.
Uzman, görüşlerinin dayandığı gerçekleri veya varsayımları belirtmelidir.
Belirli bir soru veya konunun uzmanlığının dışında kaldığında ya da konuyla ilgili kesin bir görüşe ulaşılamadığında bu durum raporda açık olarak belirtilmelidir.
Uzman incelediği konuda yetersiz veri olduğunda verdiği mütalaada bu durumu açıkça belirtmelidir.
Uzman görüşlerini dayandırdığı dava dosyası dışındaki belgeleri raporuna eklemelidir.